Filo Yöneticileri Emisyon Hedeflerine Ulaşmada Engeller Yaşıyor
Filo yöneticileri dijital dönüşümün karmaşıklığı, hassas emisyon takibi, çevresel hedeflerin oluşturulması ve sürekli değişen düzenleyici çerçeveler nedeniyle, CO2 emisyonlarını azaltmaya yönelik ilerlemelerinde engellerle karşılaşıyor.
![](https://www.dailyfilo.com/wp-content/uploads/2024/12/filo-emisyon-co2-dailyfilo.jpg)
Avrupa Birliği (AB), 2050 yılına kadar iklim nötrlüğüne ulaşma hedefiyle Yeşil Anlaşması’nı hayata geçirdi. Bu anlaşma, işletmeler için önemli yükümlülükler getiriyor. Ocak 2024’ten itibaren, 2026’ya kadar kesin bir son tarih olmak üzere, tüm işletmelerin sürdürülebilirlik çabalarını kamuya açık bir şekilde raporlaması ve çalışan sayılarına bağlı olarak CO2 emisyonlarında azalma sağlamaları gerekecek. Bu yeni düzenlemelere uyum sağlayabilmek için şirketlerin çevresel açıdan sürdürülebilir filo operasyonlarına geçiş stratejilerini acilen benimsemeleri ve uygulamaları gerekiyor. Alphabet tarafından hazırlanan Avrupa Filo Emisyon Monitörü 2024 (EFEM) adlı raporda, 12 Avrupa ülkesinden ve farklı sektörlerden 1000’den fazla filo yöneticisinin görüşleri yer alıyor. Rapor, filo yönetiminde sürdürülebilirliğin giderek daha önemli hale geldiğini açıkça ortaya koyuyor. Ancak, şirketler bu ilkeleri uygulamaya çalışırken hayal kırıklığına neden olan bir durumla karşı karşıya. CO2 emisyonlarını azaltma çabaları; dijital dönüşüm ve hassas emisyon takibinin karmaşıklığı, çevresel hedeflerin belirlenmesi ve sürekli değişen yasal düzenlemeler gibi çeşitli engellerle karşı karşıya.
Sürdürülebilirlik Kurumsal Karar Alma Sürecinde Hala Çok Önemli Bir Faktör
Sürdürülebilirlikle ilgili farklı önceliklerin olduğu sonucunu çıkaran araştırmaya göre katılımcıların yüzde 46’sı sürdürülebilirliği kurumsal karar alma sürecinde çok önemli bir faktör olarak görürken (bu oran 2023’te yüde 51’di), yüzde 41’i ise sürdürülebilirliğin önemini kabul ederken her zaman öncelik vermiyor (2023’te bu oran yüzde 38’di). Filo yönetimine bakıldığında, sürdürülebilirlik kurumsal gündemde yükselmeye devam ediyor; Avrupalı şirketlerin yüzde 64’ü sürdürülebilir bir araç filosunun geliştirilmesini stratejik bir öncelik olarak belirtiyor (2023’te bu oran yüzde 61’di). Ancak sürdürülebilirliğe yönelik artan ilgiye rağmen, filo yöneticilerinin yarısından fazlasının (yüzde 56) Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi’ni (CSRD), özellikle CO2 emisyon verilerinin toplanması açısından sürdürülebilirlik önlemlerini iyileştirmek için önemli bir teşvik olarak görmüyor. Filo planlamasında sürdürülebilirliğe öncelik veren şirketlerin oranı yüzde 89 ile Belçika’da başı çekiyor. Almanya şirketlerinin yüzde 66’sı, İspanya şirketlerinin ise yüzde 43’ü bunu bir öncelik olarak görüyor.
Filo Yönetiminde Dijitalleşmenin Zorlukları
Filo yönetiminin dijital ortama taşınması, CO2 emisyonlarını ölçmek ve azaltmak için kritik önem taşıyor. Ancak, doğru teknolojinin eksikliği bu süreci zorlaştırıyor. Ankete göre, işletmelerin yüzde 37’si farklı dijital araçları entegre etmekte ve yüzde 25’i ise topladıkları verileri analiz etmekte zorlanıyor. Emisyon takibi, firmaların AB’nin CO2 hedeflerine ulaşmasına yardımcı olarak çevresel ayak izlerini küçültmelerine olanak tanıyor. Ankete katılan şirketlerin yüzde 42’si filo emisyonlarını takip ettğini belirtti (bu oran 2023’te yüzde 37’ydi). Takip eden firmaların yüzde 35’i filo emisyonlarını 100g/km’nin altında tutmayı başardığını açıkladı. Bu sayı geçen yılla aynı kalırken, 100g/km’nin üzerinde emisyona sahip firmaların oranının yüzde 6 azalarak yüzde 44’e düştüğü görüldü. Ancak, endişe verici bir şekilde, firmaların yüzde 22’sinin hala emisyonlarını raporlayamadiği ortaya çıktı. Bu oran 2023’e göre yüzde 5 artmış durumda.